Bana Anlatma! Yaşayarak Göster!
Sevmek ve sevilmek- anlamak ve anlatmak için önyargısız olmak yeterlidir. İçten, doğal, gösterişsiz ifade edebilmek duygu ve düşünceleri ne kadar güzeldir. Süslü ifadeler amaçtan uzaklaştırır insanı çoğu zaman. Dinleyicilerde de çekiciliğini kaybeder. Bazı insanlar işte böyle anlatır. Verilmesi gereken fikre ve düşünceye verir kendini. Hedefi şekilcilik değildir.
Günlerden Cuma. Camiye gelen kalabalığı görünce coşmuş Trakyalı Vaiz. Öyle içten konuşuyor ki, insanın içindeki yağları eritiyor sanki.
Zaman Odur ki:
– Pek Çok Değerli Muhterem Cemaatçiğim!
Peygamberimiz üüle cömert, üüle oşş görülüydü ki; kimin ihtiyaçcığı olsa, gelir Una açıverir derdini sıkıntısını. Ununla paylaşırdı her şeyini. bir gün,O güzel insan oturuyordu camide. İşte o anda, bir sahabecik geldi yanına. Zavallı iki büklüm ve halsiz ve dermansız. Çünkü sahabeciğin ( peygamberin arkadaşlarına sahabe derlerdi) karıncığı aç. Paracığı yok ki bir şey alıp yesin. Doysun gözleri açılsın. Açlıktan yapışmış karıncığını açtı ve göstererek U güzel insana seslendi:
Abe Muhammed!
–Yok mudur biraz paracık alayım bir ekmek, doyurayım karnımı. Veya bir parça yiyecekte olur. Gurbanın ulayım! Ölivereceğim açlıktan.
O Mübarek baktı Una hüzünle. Açtı kendi karıncığını, bağlayıverdiği iki taşcığı gösterdi U sahabeciğe. Meğer O mübarek daha fazla açmış. Açlık hissetmeyeyim diye bağlamış karnına taşları.
Boynunu büktü sahabecik, çaresizlikten… ne oldu sunra bilmem…..
İşte ,Unlar büüyleydi cematçiğim.
Üyle üyle çalıştılar, çabaladılar bu dini, bu toprakları bize bıraktılar.
Ya sen ne yaparsın sevgili cemaatçiğim. Elindeki paracıkları, altıncıkları, karıncıklar ve kızancıklara harcar eğlenir duruverirsin gece gündüz. Sunrada dersin, dinimiz uyle diyor, büüyle diyor.
Fıkradan Anladıklarımız:
- Hitabette asıl amaç istenilen konudaki ana fikri vermek olmalıdır.
- Konuştuklarımızı veya söylediklerimizi hayatımıza uygulamalıyız.
- Geçmişimizi yani tarihimizi iyi bilmek ve tarihte yaşamış şahsiyetleri iyi tanımalıyız.
- İnsanlar öğüt vermeyi çok sever. Lakin anlattıklarını hayatlarına uygulamazlar. Bahaneleri de hazırdır: ‘’Hocaya değil anlattıklarına bak.’’ Bu bakış açısı her zaman bizlere zarar vermektedir. Çünkü dinleyici anlattıklarımızla bizim yaşantımızın, özdeş olup olmadığına bakmaktadır.
- Konuşmaktan daha önemli dinlemektir. Özellikle zamanımızın en büyük derdidir yalnızlık. dert paylaşılacak, hal paylaşılacak insan azlığı.