Duyduğun, Anladığın mıdır Paşam !

  • Duyduğun, Anladığın mıdır Paşam!

Hayatta bir çok sorunla karşılaşırız.
Ailemizde, iş yerimizde, sosyal hayatta… Bu sorunlar, beraberinde küslükleri, kavgaları, toplumsal kopuşların yanında sağlık sorunlarını hatta cinayetleri getirir.
Bu sorunların en büyüğü de yanlış anlamaktır. Nedeni de yanlış duymaktadır çoğunlukla.  Bu yanlış anlama beraberinde direkt acımasız bir yargılamayı, insafsız sorgulamayı getirir.

İnsan bir şey duyduğunda, o kadar kendine inanır ki çevresindeki insanların da ona inanmasını ister. Ve duyduğuna da  inandırmaya çalışır.

Duymak, kulağın sağlam olduğunu gösterir.Ama anlamak, ruhun, aklın ve eğitimli olmanın yansımasını gösterir.

İnsan kendisine sık sık şu soruları sormak zorundadır:

Duyduğum ne kadar gerçektir!

—Ya yanlış duyduysam! Yanlış anladıysam !
—Başka bir şey demek istemişse!
—Ya yanlış duymamın sonucu gönül yıkarsam!

—Ya duyduğumun önü veya arkası varsa!
Ya söylemek istediği ile söylediği farklı ise !

Yanlış duyum ve anlama, sadece kişiler arası olmaz.  Kurum ve kuruluşlarda da olur ve bu insanlara çok büyük acılar yaşatır.

Yanlış duyum ve  anlama;

Eğitimde, nesilleri hedefsiz amaçsız bir şekilde helak eder.

Sağlıkta, Yanlış tedavilere hatta ölümlere sebep olur.

ekonomide, çok büyük kayıplara neden olur.

Hukukta, adaletsizliklere, haksızlıklara….sonucunda da gözyaşına sebep olur.

Yanlış duyum ve anlama; kısaca insanı ve insanlığı  karanlığa götürür. Ve psikolojik bir rahatsızlık olup, Misperception olarak tanımlanır.

İnsan neden yanlış anlar ki ?

Beklentilerimiz, hayallerimiz, kendimize karşı, aşırı güven – ki bu kibir aşamasını da geçer- karşımızdaki insanı küçük görmek, bazen de tamamen büyük görmek, cahil görmek,  bilgili görmek veya karşımızdakine tam anlamıyla inanmak….gibi bir çok sebepler söylenebilir…

Zaman Odur ki

1960 sonrası traktörler çoğalınca, şoförlere ehliyet şartı getirilmiştir.
Ehliyet için de, nüfus cüzdanı,  muhtardan alınmış olan ikametgah belgesi, ilkokul diploması, sağlık raporu….. gibi belgeler istenmiştir.
O zamanın eğitim durumu genel olarak zayıftır. Çünkü okullaşma zayıftır. Çoğunun ilkokul diploması yoktur.

Diploması olan insanlar az olduğu için, okuma yazması olanlar, sınava girip diploma alması yeterli görülmüştür. Onun için de, ilkokulu bitirme sınavına tabi tutulan vatandaşlara, ilkokul diploması verilmiştir.
Malumdur ki, her zaman olduğu gibi,  sınava çalışanlar, rahatlıkla kazanıyor, çalışmayanlar da başlarını oraya buraya çevirerek bilgi koparmaya veya bahaneler bulmaya çalışır.

Hedefleri vardır koca koca insanların.  Traktör almak…Tarlalardan daha fazla ürün elde edip daha güzel geçinmek, hayallerine ulaşmak….

Böyle bir sınavda,  bir çok dersten SORULAR sorulmuştur:

Tarih dersinden, bekledikleri gibi, Mustafa Kemal Atatürk’ün doğum tarihi, cumhuriyetin ilan tarihi, Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nin kuruluş tarihi,  gibi soruları kolaylıkla yapmışlardır.

Matematik dersinde de soru gayet basittir.  mesela 1 TL’den 5 ekmek  kaç TL yapar. 1 kuruştan on yumurta alıp, 1. 2 kuruştan satar isek kaç TL kar ederiz gibi…

Günümüzdeki gibi 10 TL ‘ye alınan 200 TL’ ye satılmıyormuş.

Soru sırası, o zaman adı tabiat bilgisi olan fen bilgisi dersine gelmiştir.
Sınava katılan yaşlı insanlar, fen bilgisi sorusunu çözmekte bayağı zorlanmışlardır. Çünkü onlar işlerine yaramayan bilgiyi gereksiz görmüşlerdir. Onun içinde çok çalışmamışlar veya fen bilgisinin hayatla ilgili olan kısımlarına çalışmışlardır. Bu soru bilmedikleri yerden gelmiştir.

Bu sınavı geçmek zorundalar, yoksa ehliyet alamayacaklar.  Sorunun cevabını oradan buradan öğrenmeye çalışırlar. Lakin sınıfta kimse bilmeyince, bir tanesi öğretmene gizlice sorar:

—Hocam!  Maddenin üç halini yazın diyor buna ne yazmamız lazım.

Öretmen, onların durumlarını da bildiği için sessiz bir şekilde:

maddenin üç hali,  katı sıvı ve gaz diye cevaplar,  tabii ki bu cevap, bütün sınıfa kulaktan kulağa ulaşmıştır.

Sınav bitmiş, katılan herkes diplomayı alacağından emin, ehliyet hayali kurmaktadır.

İşin ilginç tarafı, bu sınav çok dikkat çekmiştir merkezde.  Müfettişler soruları ve cevapları  inceledikten sonra sınavla ilgili soruşturma açılmış ve sınav iptal edilmiştir.  Çünkü kopya çekildiğine kesin  kanaat getirilmiştir.

90 kişinin katıldığı sınavda, sadece bir kişi doğru cevabı yazmıştır.

Maddenin üç halini yazınız ?

Bir cevap: katı sıvı ve gaz

Maddenin üç halini yazınız ?

89 cevap : katır sığır ve  kaz.

Fıkradan anladıklarımız:

  •  Liyakatsız insanlara belge veya makam vermek bir çok soruna yol açar.
  • Bazen doğru söyleyeni yanlış anlayabiliriz.
  • Kulaklarımız çoğu zaman yanlış veya yanlışı duyar.
  • Bakmak ve görmek farklı olduğu gibi duymak ve anlamakta farklıdır.
  • Her sınav sorusu ve cevapları mutlaka kontrol edilmelidir.
  • Bir yerde yanlış var ise çoğunlukla sorun, yanlış var diyenden kaynaklanır.
  • Her zaman suçluyu karşımızda görmemek gerekir. İlle de suçlu aranacaksa öncelikle bu biz olmalıyız.
  • Çalışmak başarmaktır.
  • Çok konuşanlar az iş yapanlardır.
  • İnsanlar duymak istediklerini anlarlar. İstemediklerini

    çoğunlukla anlamazlar.

 

Şu Yazıya da Bakabilirsiniz

Huysuz Kim Derviş!  Aynaya Bakandır!

Huysuz Kim Derviş!  Aynaya Bakandır! Geç kalınan bir şey yoktur aslında hayatta. Belki de zamanı …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir