Gayserilinin İlacı Yok Satıyor!

kül ve ateş
kül ve ateş

Gayserilinin İlacı Yok Satıyor!

Zaman öyle bir hale geldi ki, insanlar kolay para kazanma yoluna düştü. Bunun yanında Para harcayanlar da reklamların olumsuz etkilerinden, doğrudan ve dolaylı etkilenerek, maddi ve manevi kayıplar yaşamaktadır.

İnsanları kandıranlar, gerekli cezayı almamakta. Bu ise daha büyük mağduriyetleri beraberinde getirmektedir.

Hak ve hukuk sömürgeciliği, İnanç ve ahlak sömürgeciliği almış başını gitmektedir.  Mağdurlar sorgulamadan  korkmakta veya çekinmektedir. Çünkü kendini güvende hissetmemekte ve  ve haklarını alabileceği düşünmemektedir. Çünkü Sorgulayıcı ve denetçilere güvenmemektedir. Bu durum ise ne yazık ki, Para için her şeyi mübah gören bir zümrenin çığırtkanlıklarını artırmaktadır.

Zaman Odur ki

Parasız kalınca, halkın cahilliğinden de faydalanan  Patagonyadaki Gayserili, Ocaktaki odun küllerini peynir suyu ile yıkamış ve onlara toz boya karıştırıp, küçük paketlerle satışa sunar.

Halk pazarında:

-Fare ilacııı!

-Farelere sooon!

– Haşerelere ölüüümm! diyerek bağıra bağıra satıyor. Yeminler ediyor. Kesin çözümler sunarak satışını artırmaya başlamıştır bile. Fiyatını da oldukça yüksek tutar.  Kurnaz satıcı her gün farklı bir yerde  iyi satışlar yapar.

Halk reklamlardan çok etkilendiği için, konuşmalara, yeminlere de inanır. ”Kaliteli ki pahalı” mantığını reklamlardan ve şeherlilerden öğrenmiştir zaten. Halk bir zaman sonra bunun etkisinin olmadığını anlasa da çözüm arayışında bulunmadığı gibi şikayet de etmez.  Şikayetçi olsa da sonucun değişmeyeceğini bilir çünkü.

Aldığı küllerden memnun olmayan bir  vatandaş, Satıcıyı bir pazarda  bulur ve yakasına yapışır.  O yine aynı külleri satmaktadır. Satıcıya:

-Sen yalancısın! Bu ilaçları kullandım. Evimde bir fare vardı. şimdi kaç fare olduğunu bile sayamıyorum. Fareler çirit atıyor evin her yerinde.. Sen bizi kandırdııın! ….deyince satıcı gayet sakin:

-Hoş geldiniz! Buyrun!  Oturunuz!  der ve  sandalyeyi uzatır. Kibar ve nazik bir dille  hal hatırını sorar. Karnının aç olup olmadığını da sorar.  Kenarda hazır olan çay bardağını eline tutuşturur ve g ayet haklısınız beyefendi. Senin mağduriyetini gayet iyi anlıyorum. Kusura bakmayınız. Ben ilacı satarken size, nasıl kullanılacağını anlatmamıştım.

-Nasıl kullanılacaktı!

-Gayet kolay. İki türlü kullanımı var:

Birincisi: Fareyi görünce bu tozları gözlerine atacaksın. Onun gözleri kör olur ve onu yakalarsın. Böylece ondan kurtulmuş olursun.

İkinci Yol ise: Bu ilaçları bir yere koy. üzerine döşek koy. Bir kedi al ve kediyi döşeğin üzerinde uyumasını sağla. Böylece kedi evinde kalmış olacak ve  küllere gelen fareyi yakalamış olacaktır. Sen de farelerden kurtulmuş olacaksın!

Fıkradan Anlayacaklarımız.

  1. Reklamı çok yapılan ürün kaliteyi göstermez. Bağırmak veya yüksek ses haklılığı göstermez
  2. Satıcının sözleri genel olarak ürününü övmeye yöneliktir. dikkatli olunmalıdır.
  3. İnsanların inancları ve dürüstlüğü sömürülmemelidir.
  4. Garantisi olmayan ürün alınmamalıdır.
  5. Tatlı dil yılanı deliğinden çıkardığı gibi haksız durumu da haklı duruma çevirebilir. Soru ve sorunlar tatlı dille çözülebilir.
  6. Paranın belli bir dini ve ahlakı yoktur.
  7. Kullanım klavuzunu okumadan ürünü kullanmamak gerekir.
  8. Doğal çözümler yapay çözümlerden her zaman başarılı ve değerlidir.

Şu Yazıya da Bakabilirsiniz

Neyleyeyim! Ambara Fare Dadandı Anam Babam!

Neyleyeyim! Ambara Fare Dadandı Anam Babam! ‘’Bir yerde fare varsa orada hırsız vardır’’ Demiş büyüklerimiz. …

Bir Yorum

  1. Dolaylı yoldan ise yarıyor ama :))

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir