Tekerlemeler , dinleyici ve okuyucunun kulağında hoş bir ezgi oluşturan anlamlı, sıralı kelimelerdir. Tekerlemeler dili geliştirir. Okumamızı hızlandırır.
Çocuklarımıza özellikle tekerlemeler ezberletmeliyiz. Anlama ve ezber yapmaya yardımcı olur. Dilimizin kelimelere yatkınlığını sağlar. Mantıksal zekayı da gerektir bu açıdan Tekerlemeler. Onun için dilin matematiği de denir tekerlemeler için.
Tekerlemelerde asıl yapılması gereken, cümleyi bir defada hızlı bir şekilde söyleyebilmektir. Eğer cümleyi hızlı bir şekilde söyleyebiliyorsak, dilin ve kelimelerin algoritmasını çözmüşüz demektir.
Uzun olanlar da arka arkaya söylenebilmeli ve anlam ilişkileri değerlendirilmelidir.
Halk arasında, kitaplarda farklı şekillerde söylenen, çocukların oyunlarda kullandıkları, masallarda yer alan, kolay, zar, kısa uzun şeklinde yüzlerce tekerleme örnekleri vardır.
Biz bu yazımızda büyüklerin ve küçüklerin bir arada otururken söyleyebileceği ve eğlenebileceği kısa ve uzun tekerlemelere örnekler verdik.
1- Bir dalda iki kartal, dal sarkar kartal kalkar, kartal kalkar dal sarkar.
2- Bir cam, iki cam, üç cam, dört cam, beş cam, altı cam, yedi cam, sekiz cam, dokuz cam, on cam, bu da benim amcam.
3- Emişle Memiş, itişmiş ve kakışmış sonunda mahkemeye gitmiş. Bunlar; Mahkemeleşmiş mi, mahkemeleşmemiş mi bilmiyorum.
4- Hakkı, Hakkı’nın hakkını yemiş. Hakkı, Hakkı’dan hakkını istemiş. Hakkı da Hakkı’ya hakkını vermeyince, Hakkı da Hakkı’nın hakkından gelmiş.
5- Üç tunç tas kayısı hoşafı.
6- Aslan gibi bizim Kaptan, kaplan gibi bizim Kaptan.
7- Ben bademe baktım, badem bana baktı; ben bademden bıktım, badem benden bıktı.
8- Götür küpü, dök küpü. Getir küpü dök küpü.
9- Ali Veli’ye, acaba sarımsaklasak da mı saklasak samanı, sarımsaklamasak da mi gelir zamanı, Sarımsaklamasak da gelirse zamanı, niye sarımsaklayalım o zaman samanı dedi
10- Falcı, falcının falına, fasa fiso dedi.
11- Anne ! Bu çorbayı nanelemeli mi de yemeli, nanelememeli de yemeli bilmiyorum.
12- Bu bankaya eski veznedar gelecek, bu bankaya eski vezne dar gelecek.
13- Kafam çok karıştı. Karar veremedim. İbibiklerin ibiklerini, iyice iyileştirmek için İstinyeli istifçi İbiş´in istif istiridyeleri mi, yoksa, İskilipli İspinoz işportacı İshak´ın işliğindeki ibrişimleri mi daha iyi, bilemiyorum.
14- Bu yoğurdu sarımsaklasak ta mı yesek, sarımsaklamasak ta mı yesek.
15- Bu evi yıkıp yapsak da mı otursak, yoksa yıkmasak onarsak da mı otursak.
16- Keşkekçinin, keşkeklenmiş keşkek kepçesi.
17- Kınıklı kılıbık kırpıntı Kıyasettin, Kırımlı kılkuyruk kıtmiri kıkır kıkır kıkırdatarak küskütük küçümen küfeci külhaniyle külüstür Kürşat´ı külünklü küngür üstüne küttedek devirdi.
18- Şu köşe yaz köşesi,şu köşe kış köşesi.elinde su şişesi.
19- Sen bilmezsin ne güzel günlerdi o zaman. Akşamları , Cemil, Cemile, Cemal, cumaları cilacı cüce Canip’in cicili bicili cumbalı cilt evinde, cümbür cemaat cacıklı civcivle, cücüklü, cacık yerler sonra da Cebecili cingöz coğrafyacısının, cinci ciciannesinin, cırcırböceğini dinlerlerdi.
20- Bir berber, bir berbere, bre berber! Gel beraber bir berber dükkanı açalım. Çünkü; Bizde, bize biz derler, sizde, bize ne derler berber! Demiş.
21- Adem, madene gitmiş. Adem madende badem yemiş. Madem ki Adem, madende badem yemiş, niye bize badem getirmemiş.
22- Oy l ili, papatya dilli, ana dilli, baba dilli. Kız senin adın kaç harfli.
23- Çatalağzı’nda, Çatalcalı çatalsız, çatalcının çarpık çurpuk çalçenesi, Çoruhluya çarptı. Çatalca’da başı çıbanlı topal çoban, çatal yapıp çatal satar. Çatalca’da saf çoban, çatal yapıp çatalsızlara, çatal satar. Çatalca’da topal çoban, çatal yapıp çakallara, çatal satar.
24- Ak balkabak, boz balkabak. Boz balkabak, ak balkabak.
25- Kurban geldi. El alem ala dana aldı. Aladanalandı da biz bir ala dana alıp, haala aladanalanamadık.
26- Çok konuşuyorsunuz Şemsi Paşa pasajında sesi büzüşesiceler.
27- Sizin damda var beş boz başlı beş boz ördek, bizim damda var beş boz başlı beş boz ördek. Sizin damdaki beş boz başlı beş boz ördek; bizim damdaki beş boz başlı beş boz ördeğe: “Siz de bizim gibi beş boz başlı beş boz ördeksiniz gelin buraya demiş.
28- Ebe! Ebe nerede ? Su doldurur derede. Dere boyu çalılık, derede olur balık . Şu ebe ne de alık. Oltamı attım. Balığı tuttum. Ebe suya dalamaz, arasa beni bulamaz. Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi. Bunu kim dedi. Diyen dedi. On yedi. Yağlı böreği kim yedi?
29- -Komşu, komşu !…. -Hu, hu!
-Oğlun geldi mi? ….…-Geldi
-Ne getirdi? …………. -İnci, boncuk.
-Kime, kime? ………….-Sana, bana.
-Başka kime? ………… -Kara kediye
-Kara kedi nerede?….-Ağaca çıktı
-Ağaç nerede? ………. -Balta kesti
-Balta nerede? ……….-Suya düştü.
-Su nerede? ………….. -İnek içti.
-İnek nerede? ……….. -Dağa kaçtı.
-Dağ nerede? ………..-Yandı, bitti kül oldu.
30- (Denemek İsteyenlere , belki de en uzun ,Zeki Müren’in söylediği bir tekerleme)
Bu tarlaya bir şinik, kekere mekere ekmişler.
Bu tarlaya da bir şinik kekere mekere ekmişler.
Bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye boz ala boz başlı pis porsuk dadanmış,
Bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye de boz ala boz başlı pis porsuk dadanmış,
O tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuk,…
Diğer tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuk’a demiş ki,
Sen ne zamandan beri bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuksun?
O da ona cevaben!
Sen ne zaman o tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuk san,
Bende o zamandan beri bu tarlaya ekilen bir şinik kekere mekereye dadanan boz ala boz başlı pis porsuğum demiş.