Mevzuyu Ali Emminin Öküzleri Anladı da Bir Sen Anlamadın !
Bir aileyi, toplumu hatta dünyayı, kavgalar felaketlere sürükler. Üstünlük kurma çabası, sadece göz yaşı ve acı getirir. Bazen insanın kendisiyle de kavgası olur elbet. Asıl olan kavgasız çözümlerdir. Çünkü hiçbir kavganın sonu huzur getirmez.
Bazen kabullenmek, bazen de vicdanen, olay ve olgulara yaklaşmak gerekir. Akıl çözmez çoğu zaman. Çünkü akıl için çok bilgi gerekir. Bu yoksa kişi az bildiğini çok biliyorum zannedebilir. Onun için akıl etkisiz kalır bu durumlarda. Böyle durumlarda tecrübe dediğimiz bilgi birikimleri fayda sağlayacaktır. Tecrübe çok yaşamak, çok dinlemek veya çok okumakla mümkündür. Bu durumları anlatmak bazen hikayelerin ve fıkraların konusudur.
Zaman odur ki
Zamanı evvelde çiftçilik işleri öküzlerle yapılmaktaydı. Öküzler bugünkü traktör gibi önemliydi. Bir öküzü olan zengin sayılırken, iki öküzü olan ultra zengin sayılıyordu. Çevrenin zenginlerinden Yeniköydeki Ali Emminin sarı ve siyah olmak üzere iki öküzü vardı.
Bu öküzler ahırda devamlı vuruşurlardı. Yani kavga ederlerdi. Ali Emmi de birbirlerine zarar vermesinler diye daha fazla iplerini kısa tutardı. Karşılıklı bakışan iki öküz çok fazla kinlenmişti bu duruma.
Geceleri kurt pencereden bakar ve gizli gizli konuşarak, beyaz öküze gaz verirken, yine gizlice gelen çakallar da siyah öküze gaz veriyordu. Kavganın ve kindarlığın kötülüğünü Ali emmi iki öküze de anlattırdı:
-‘’Yapmayın. Aynı ahırı paylaşıyorsunuz. Aynı sabanın altında tarlayı sürüyorsunuz. Kavga etmeyin. Başkalarının gazına gelmeyin’’ dese de iki öküz söz dinlemezdi. İkisi de kendini bilge gördüğü için diğerini haksız görürdü.
Bir gün, bu iki öküz bahçeden kaçtı. Köyleri ormanları aştılar ve bir ovada karşılıklı vuruşmaya başladılar. Öyle vuruştular ki yorgun düştüler. Gece oluyordu. Kurtlar ( halk arasında canavar olarak anılır) etraflarını çevirdiler. İki öküzde tehlikeyi anladı. Ve konuştular:
-Biz birbirimizin enerjisini harcarken dışarıdakilerin amacı bizi yemek. Bırakalım düşmanlığı ve dost olalım. Kardeş olalım….
İki öküz sırt sırta verdi. Sabaha kadar uyumadılar ve kurtlara yem olmadılar. Sabah da Ali Emmi bunları bulmuştu zaten. Sırt sırta verdiklerini görünce de hiiç kızmadı onlara. Çünkü bu durum iyiydi…
O günden sonra kavga edenlere hep bu öküzler örnek verilir oldu. Konuşma uzun da sürmüyordu:
–Kavga etmeyin Uşaklar!
-Kavgamızdan sana ne ?
-Bizim öküzler anladı da, siz kavganın sonuçlarında ne olur anlamadınız mı Yalaşuklar!
……
( bulaşık, bulaşık yıkayan, bulaşık gibi basit işlerlerle meşgul olan..)
Fıkradan Anladıklarımız
- Düşman içeride değil, dışarıdadır. Bu düşman içeridekileri birbirine düşürmektedir. Amaçları kendilerine fayda sağlamaktır.
- Renkler, diller, dinler, mezhepler, kültürler bir toplumun zenginliğidir ve güzelliğidir. Dünyaca ünlü anzer balına değer veren çiçeklerinin çeşitliliğidir.
- Baskı, aşırı kurallar, kısıtlılık toplumları daha fazla ayrıştırır, kinlendirir. Saygı ölçüsünde ve yaratılış hakları ölçüsünde özgürlük toplumlara fayda sağlayacaktır.
- Çekişme ve kavga huzursuzluk getirirken barış huzur getirecektir. Kendimizle çevremizle barışın yanında topumsal barışta bizlere huzur verecektir. Güç verecektir.
- Başkalarının gazına gelmek bizlere zarar verir. Bize gaz verenlerde genelde dost gibi gelirler. İyilik yaptıklarını söylerler.
- Güçlü dostluklar bazen iyi kavgalarla başlar.