Fıkralarda yer, zaman, kişi, bölge ifade edilse de , onlar geneli ifade eder çoğunlukla. Onun için fıkralardan alınmak komikliktir. Bölge adını değiştirirsin, farklı yere de yorumlanabilir.
Zaman odur ki;
Trakyalı yolculuk için treni tercih eder. Karayolu fazlasıyla pahalıdır o zamanlar. Sağı solu kontrol eder ve boş bir vagona oturur.
Ancak trenin her sallanışında, Aaah ! der ve hiç bir şey olmamış gibi yolculuğuna devam eder. Arada mendilini çıkarır, boynunu siler.
Kondüktör bilet kontrolü yaparken, Trakyalıyı görünce dehşete düşer. Kızancağızın başından akan kanlar etrafa yayılmış.
Ne oldu sana. Geçmiş olsun Kızanım!
Trakyalı: Abe! Şu arkamdaki vida var ya! Tren her sallandığında başıma vurur da vurur. Akar kancagızım ondan dolayı. Başımdan etrafa doğru…
Madem öyle Kızanım! Neden yer değiştirmezsin. Orada oturmak için neden inat edersin be yaa!
Abe! Vagon boş durur görmez misin? Yerimi kiminle değiştireyim?
Fıkradan Anladıklarımız:
- Zararın neresinden dönersek kardır.
- Çoğunlukla yaşadığımız sıkıntı ve acıların kaynağı kendimizden kaynaklanır. Yenilgiyi ve değişimi kabul etmek istemeyiz. Bunu da cahilce cesaret deriz.
- Çoğu zaman başkası rahat olsun diye sıkıntılara göğüs gereriz.
- İnsanoğlunun farklı bir özelliği de acılardan zevk almasıdır. Ama acılar bir zaman sonra bizim iç ve dış dünyamızda yıkıntılara sebep olacaktır.
- Bazı davranışlar acı verse de onları yapmaktan zevk alırız. Atasözümüz bunu ‘’Alışmış kudurmuştan beterdir’’ diyerek özetlemektedir.
- İnsan üzerinden para kazanan kuruluşlar, o insanın güvenliğini, sağlığını ve emniyetini sağlamak zorundadır.