Şeey! Ben bu Konuda Özgür müyüm!

Şeey! Ben bu Konuda Özgür müyüm!

İnsan biricik olduğu gibi özel bir varlıktır da. Durum böyle olunca sıradan olmaması ve sıradan davranış sergilememesi gerekiyor. Çevresindekilerle aynı davranışları sergilemesi, onun kendinde olmadığını gösterir. Ya kendini küçük görür taklitçi olmuştur, ya arayıştadır varoluş sıkıntısı çekiyordur. Durum böyle olursa biricik olmaktan uzaklaşmış ve edilgen bir duruma gelmiş olur.

Edilgen insan kolay yönlendirilir. Duygu ve düşünceleri kolay kullanılır ve o insan bir zaman sonra fizyolojik ve psikolojik bitmişliği yaşar. Huzur bulamaz ve huzur veremez. Daldan dala konmaya çalışırken aslında palyaço gibi olmuştur.

İnsan anlamını kaybetmemelidir. Çünkü bu anlam ve varlık arayışı insanı oluşturan bir durumdur.  Ve bu durum insanın son demlerine kadar da devam edecektir. Etmelidir de. Yoksa bir eşya olmaktan öteye gidemez insan.

Ben kimim, ne olacağım…

Neyi yapıyorum neyi savunuyorum hedefim gayem ne….sorunları birçok sorun ve soruyu beraberinde getirse de hayatı anlamlı yapan bir durumdur.

Bu anlam arayışları devam ederken zıtlıkları da yaşar elbette. Çünkü bilinçsizdir. Yönlendirme hayat yaşar. Modaya uygun düşünmeye ona uygun duyguları yaşamaya çalışır. Bu durum ise insanı kendinden uzak garip bir canlıya da dönüştürür.

Savunmadıklarını savunur hale gelir, yapmadıklarını yapıyorum der durur. Değerleri küçümserken küçük unsurları tablolara yerleştirir. Pahalı ve değerli göstermeye çalışır.  Bu duruma da dışarıdan bütünsel bakamaz. Bir ayna yansıtıldığında aynayı suçlar, aynayı yapana ve onu tutana düşmanlık sergiler…

İnsan işte, kendinden geçmişinden geleceğinden habersiz, çoğu zaman günü akışına göre yaşar gider…

Bu ise gittikçe büyüyen pişmanlıklarını da sırtına yükler…

Sanırım insan kendini kutsal ve değerli görmekle, önemli görmekle, hayata yeniden başlamalı…..

Zaman odur ki

Tarımın önemli ve değerli olduğu zamanlarda köylerde hayvanlar çoktu. İnsanlar bunlarla zaman geçirirken, değerlerine de değer katıyorlar, anılarından bilgelikler çıkarıyorlardı.

Böyle bir zamanda iki sinek ailesi de hayvanların olduğu yerde yaşardı.

sinek deyip geçme. bazı insanlar sinek gibidir. hatta bazı fikirler de öyledir. sinek öküzü unutur pisliğin üzerindeki kendi menfaatine bakar. oysa hayat sadece menfaat midir?

hayatta sadece sinekler mi yaşar.

velhasılı kelam bazılarınca  önemlidir sinekler ve sinek gibi olanlar ….

….

Taze öküz dışkısının üzerinde anne ve yavru sinek, keyif yaparken , yavru sinek:

-Anne! Karnım şişti. Yellenebilir miyim ? diye sorunca, anne sinek:

Ayy! Çok ayıp. Sofrada böyle şeyler hem yapılmaz, hem de söylenmez. Hele de bir duyan olsa ne derler bana. Çocuğunu hiç yetiştirememiş diye ayıplamazlar mı beni. Anneni hiç mi düşünmüyorsun…diye çıkıştı.

Yavru sinek, kendi fiziksel ihtiyacını içine attı. Kızardı bozardı ama annem de utanmasın. Haklı diye düşündü….

O sırada başka bir sinek ailesi,  bir öküzün bastığı, sonra da içine su dolmuş ve rüzğarın üzerine çöp sürüklediği pisliğin üzerine kondu.

O aile de konuşuyordu. Ortası suyla dolan pisliğin üzerindeki çöpe konan   yavru sinek:

Baba! Özgürlük çok güzel! Kocaman bir okyanusta dalgalar içinde gemi kullanıyorum ve batırmıyorum. Ben çok iyi kaptanım …

Diğer yavru sinek özgürlük lafını duyunca yaklaştı, ve söyledi:

-Geminizde yellenmek serbest mi?

Fıkradan anladıklarımız

  1. Bazen öyle pisliğe girmişizdir ki çevremizdeki küçük yanlışları fazla büyütür ve aşırı derecede kınarız.
  2. İnsan başkasını kınarken önce kendini sorgulamalıdır.
  3. Hayatta birçok şey, el alem ne der diye yaparız. El alem tanrısını öldürmeden kendimiz olamayız.
  4. Eğitim öncelikle insanın ihtiyacını karşılamalıdır.
  5. Var olan durum çok kötü olsa da, psikolojik durumumuz için pozitif olmak gerekir.
  6. Özgürlük dediğimiz başkalarını rahatsız etmek midir. Özgürlük sorumluluklarımızı da kapsamaz mı? İnsanların özgürlük tanımlaması farklı iken en önemli nedir anlamak gerekir.
  7. Hayatta doğal ihtiyaçlar mı önemli yoksa toplumun normları mı?
  8. Baskılanan basit ve doğal ihtiyaçlar zamanla, ütopya haline gelir. Baskılanan davranışlar iç huzuru kaybetmemize bu da toplumsal çözülmeye yol açar
  9. İnsan kendini tanımalı ve değerlerine sahip çıkmalıdır.
  10. Doğru sorular, doğru yanıtları beraberinde getirir.
  11. Küçük isteklerin peşinde dolanırken ortalığı kirletenleri görmüyoruz ve zamanla onları unutuyoruz.

Şu Yazıya da Bakabilirsiniz

Konuşursam Varım!

Konuşursam Varım! Değer dediğimiz nedir acaba! Değeri belirleyen; Konuşmak mı? Ses mi? Söz mü? Düşünmek …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir