Sizin Bu Konudaki Düşünceniz Nedir Betül Beyim!

 

 

Sizin Bu Konudaki Düşünceniz Nedir Betül Beyim!

Bazı Devletler halkları parçalarlar.
Böl, parçala, kargaşa çıkar. Kargaşadan çıkar sağla
Böl parçala idare et. Ülkenin gelen,giden ve üretimini kontrol et
Böl parçala yut veya yok et…..

Bu parçalar din, dil, ırk, ayırımları, cemaat, tarikat, partizanlık,…..izmler,  ….istler hatta moda adı altında kılık kıyafet ve dış şekil farklılaştırması şeklinde devam eder. Hatta ve hatta kadın erkek diye ayırımlar yapılır. Amaç toplumları parça parça yapmak ve onları farklı gurup ve dernekler sayesiyle kontrol altına alabilmektir.

Kargaşa ve ayırımcılıklardan halkın çoğunluğu faydalanmaz. Bir avuç azınlık faydalanır sadece.
Halk büyük bir başarı kazanacağına inandırılmış ve taassup seviyesinde kendi gurubunu yüceltirken diğerlerini küçümsemekle kalmaz aşağılamaya kadar gider.
Halk kendisiyle meşgul olurken, azınlık olan bir avuç seçkinler, sömürmeye devam eder. Kaynakları, çoğunlukla şirketleri aracılığıyla sömürürken, insan, kendi emeğinin de sömürüldüğünün farkına bile varmaz. Çünkü onun önüne idealler konmuştur. Diller dinler ırklar mezhepler tarikatlar….ister ki bütün dünya kendi gibi düşünsün, kendi gibi olsun…. Böyle olmayıp aykırı davrananları da ayrılıkçı olarak görür. Sonunda ayrılıkçı olarak gördüğü, başarılı olunca da yine kendini sorgulamaz ve karşı tarafı küçümsemeye çalışır. Yönetenlerin istediği de budur zaten.

Zaman odur ki

Köy kahvesinde insanlar tartışıyordu. ‘’Dünyanın en güçlü ve korkusuz varlığı /canlısı / devleti kimdir ? nedir ? ’’ diye…
Eskiden kahvehaneler kumar oynamadan ziyade, sosyalleşme yeriydi. Kahveler içilir ve hoş muhabbetlerin yanında yalan haber üretim yeri ve dedikodu merkezleriydi de. Medya idi bir anlamda. Osmanlı padişahı Dördüncü Murat bu amaçla yasaklamıştı kahvehaneleri…
Her ağızdan bir ses çıkıyordu. Her insanın söyleyecek sözü hep olurdu zaten. Olmalıydı da.
Gözleri dayak yemekten mor olan Temel, fazla dayanamadı ve dedi:
-Ula boş boş konuşmayın! Yok o hayvandur yok bu canlidur….Boş şeyler bunlar. Dünyanın en cesur / korkusuz varlığı kadınlardır..
-O nasıl olur diye karşı çıktı Cemal.
Temel:
-Malum otobüs biletleri uçtu. Hava yoluyla da yolculuk imkanımız yok. Artık tren zamanı dedik ve tren yolculuğuna başladık. Kompartımanlar doluydu. Yüzlerce yolcu. Nasıl olduysa beş eşkiya girdi içeri. Başladılar bizi sıradan dövmeye. Döğmekle kalmıyorlar her şeyimizi de alıyorlardı. Soyuyorlardı bizi.Çok korktuk eşkiyalardan. Canımızı kurtarmak için bir şey de diyemedik.Hiç kimse karşı da çıkmadı. Silahları da vardı. Elli kişi soyulmuştu. Soymadan önce de güzelce dövüyorlardı. Ve bir kadına sıra gelmişti. O kadın bağırıp çağırmaya başladı. Arkasından hemcinslerine destek için diğer kadınlar toplandı. Birbirlerine destek verdiler. O kadınlar, eşkıyalardan her şeyimizi kurtarmakla kalmadılar. Onları da güzelce de dövdüler. Eşkiyalar, apar topar kaçmakla canlarını kurtardılar.
Tren durunca biz erkekler, başımız eğik, ellerimiz önde kadınların geçişini izledik saygıyla.
Ve o günden sonra bizim hanım Betül’e , ‘’Betül Beyim!’’ diye hitap ediyorum….

Fıkradan Anladıklarımız

1. Birlikten güç doğar. Zalimi ancak birlik olur isek bertaraf edebiliriz.
2. Güçlüye saygı gösterilir. Sevgiden olmasa da güçten dolayı bu olur.
3. Her ortamda güzel şeyler yapılabilir.
4. Psikolojimiz için acı olaylara da mizahi olarak yaklaşmak, sağlığımız için iyi olacaktır.
5. Demokrasilerde yakınıp kabullenmek değil, hareket edip karşılık vermek önemli ve başarı getirir.
6. Kadınlar erkeklere göre daha fazla birbirlerine sahip çıkarlar. Dernekleşme faaliyetlerine katılırlar. Ve birlikteliklerini korurlar.
7. Eşkıyalık bazen kaba yapılırken, bazen de ticaretle ve fikirlerle yapılır. Burada asıl önemli olan halkın birlikteliğini bozucu değerlerin gitmesini engellemektir.
8. Ayırımcılık önce beyinde başlar ve bu dışarıya farklı şekillerde yansır.
9. Eğitimde, ‘’Yaratandan ötürü yaratılanı sevmek ve yaratılana saygı duymak’’ ön plana çıkarılmalıdır.

Şu Yazıya da Bakabilirsiniz

Neyleyeyim! Ambara Fare Dadandı Anam Babam!

Neyleyeyim! Ambara Fare Dadandı Anam Babam! ‘’Bir yerde fare varsa orada hırsız vardır’’ Demiş büyüklerimiz. …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir