Ula İdris, Senin Baban Varmi dur!

yaşlanmak
yaşlanmak

Ula İdris, Senin Baban Var mi dur!

İnsanoğlunun en büyük garabeti ve yanlışlığı kaybettiklerinin değerini sonradan anlamasıdır.  Ölmüşlere çare yoktur. Ölmeden değerlerini ne yazıkki anlamıyoruz. Ne zaman ki Babamızın yaşına gelirsek değerini anlıyoruz. Haliyle bu da sadece içimizi acıtmakla kalıyor.

Hayatta ölmüşe çare yoksa olmuşlara da ölmüş gözüyle bakıyoruz ve hiç düzeltme yoluna gitmiyoruz. Ne zaman ki Ölüme yaklaşırsak aslında birçok olmuşların düzeltilebileceğini görüyor ve anlıyoruz.

Vakit geçmeden büyüklerimizin ve sevdiklerimizin değerini bilmemiz gerekir. Yoksa en fazla acıyı bizim çekeceğimiz de bir gerçektir.

Zaman odur ki

İdris büyük iş adamı olmuş ve saygın bir durumu vardı. O kadar meşgul ve yoğundu ki, sanki ebediyyen bu dünyada kalacak. Sevenleri bile ona zor ulaşır olmuştu. Onun ise neyi sevdiği belli değildi. Belki popüleritne,  belki çok kazanç belki de eğlence. belki kabul görme isteği, övülme isteği…..

Babası ölmüştü ve  O’na babasının öldüğünü kim söyleyecek ve nasıl söyleyecekti.  Sonunda  kendinden bayağı büyük olan arkadaşı Temel’in söylemesine karar verildi.

Temel, İdris’e  aslında kızgındı. Babasının ve diğer sevenlerinin, hayattayken değerini bilmemesine üzülüyordu. O’na bir şeyler anlamak için,  bunu da fırsat bilerek, İdris’in Holding binasına gitti. Hoş beş ve ikramlardan sonra  derin muhabbet başladı.

Konuşmada  Temel:

-Ula İdris Deden varmidur ?

-Vardur. Ninemin kocası olur.

-Ninen var midur ?

-Vardur. Dedemin hanımı olur kendisi.  Ula Temel Abi , bildiğin şeyleri neden söylüyorsun. Üstelik ana onaylatıyorsun dese de, Temel durumu geçiştiriyordu.

-Anan da var midur?

-”Vardur tabiiki. Babamın kocası, kardeşimin de anasidur. Ana gibi yar olur mu. Onun hakkı ödenir mi” deyince Temel:

-Baba kimdur bilir misin?

-Tabiiki bilirim. Baba, anamın kocası, dayımın eniştesi, Amcamın kardeşi, Dedemin de oğludur deyince Temel:

Babasını daha önce kaybetmişti Temel . Anlatmaya başladı:

6 yaşındayken her şeyi babam biliyor deriz.

-10 yaşındayken, babam çok şey biliyor deriz.

-15 yaşında, ben de babam kadar biliyorum deriz.

-20 yaşındayken, şu bir gerçek ki babamın da çok bildiği bir şey yok deriz.

-30 yaşındayken, bir kere de babamın fikrini alsak deriz.

-40 yaşındayken, ne de olsa babam. Bir fikrini alayım. Halini de sormuş olurum deriz.

-50 yaşına geldiğimizde, Babam çok şey biliyor. Hatta çook çok şey biliyor deriz.

60 yaşına geldiğimizde, Babam hayatta olsa da onun dediğini yapsam, sözlerinden dışarı çıkmasam, tecrübelerinden faydalansam deriz. Lakin o artık yoktur.

Konuşmasından sıkılan İdris, Ula Temel Abi ne diyorsun. Konuyu nereye getireceksin. Toplantılarım var. İşlerim var gitmek zorundayım deyince; Temel son sorusunu sorar:

-Ula İdris  Tekrar sorayrum, Baban var midur?

-Babam olmasa biz hayatta olur muyuz. O köydedir. Herkesin olduğu gibi benim de babam vardır deyince, Temel ayağa kalkar ve Toy olan İdris’e döner ve der:

Baban Nah var. O öldi ve yarın cenazesi var deyip oradan ayrılır.

Fıkradan Anladıklarımız

  1. Sevenlerimize ve sevdiklerimize zamanında  değer vermeliyiz.
  2. Tecrübeler kazanılmış gerçek bilgilerdir. Tecrübelerden faydalanmalıyız.
  3. Eden bulur, yapana yapılır atasözüne göre, bize nasıl davranılmasını istiyorsak öylen davranmalıyız.
  4. Huzur ve mutluluğu madde de arayanlar er veya geç  bunun yanlışlığını yaşamları boyunca acı yalnızlığı yaşayarak öğrenirler.
  5. İnsanlara anladığı dilden hitap etmek gerekir.
  6. Soru ve cevaplar açık ve net olmalıdır. Aksi bir durum insanları sıkacaktır.

 

Şu Yazıya da Bakabilirsiniz

Romantik Bir Aşk Mektubudur!

Romantik Bir Aşk Mektubudur! İkinci dünya savaşına ( 1 Eylül 1939 – 2 Eylül 1945) …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir